Anadolu’daki en eski ikinci demiryolu hattı olan İzmir–Basmane–Kasaba (Turgutlu) demiryolu hattı 1865 yılında hizmete girmiş ve 1934 yılında SCR&SCP (İngiliz&Fransız) şirketinden satın alınarak demiryolu hattı ve istasyonları TCDD ağına katılmıştır. Bu hat üzerinde yer alan Emiralem istasyonu civarı da cazibe merkezi haline gelmiştir. 1940’lı yıllardan itibaren, 14. Yüzyıldan beri bir yerleşim yeri olduğu bilinen Eski Emiralem’de (Miralem/Hamzabeyli Köyü/Myrelema) yaşayanlar demiryolu hattının güneyine, 4 km uzaklıktaki Değirmendere köyünde yaşayanlar ise demiryolu hattının kuzeyine taşınmışlardır. Bugün ise göç Emiralem- Menemen-Karşıyaka(İzmir)-Emiralem döngüsüyle devam etmektedir.
Çilek ilkbaharın ilk meyvelerinden olduğundan ekonomik olarak getirisi iyidir, ancak çilek işçiliği çok ince, sabır ve özen gösterilmesi gereken bir iş olduğundan olsa gerek, halk arasında “çileli iş” manasında “çilek değil bu çille” denilmektedir. Emiralem’e ilk çilek fideleri 1950’lerde getirilmiştir. Toplanan çilekler o yıllarda küçük sepetlere özenle yerleştirilirdi, ki buna çilek istifleme denir. Sonra sepetin üzeri jelatin kâğıdı ile sarılır ve bağlanırdı, bunu da ancak iki kişi birlikte yapabilirdi. Çilekleri toplayanlar ile istifleyiciler ayrı kişilerdi. İstifleyiciler, tecrübeli ve görsel yeteneği daha fazla olanlar olarak gölgede çalışmanın ayrıcalığına sahip olurlardı. Daha sonra en az 4 sepet olmak üzere bağlanırdı. Emiralem istasyonuna getirilip trenle Eminönü Hali’ne gönderilmek üzere yola çıkan, şimdilerde pek bulunmayan pembe ve mis kokulu Osmanlı çileğidir. İşte bu süreçte çekilen çile, İstanbul’dan çilek parası geldiğinde mutluluğa dönüşürdü.
Şimdilerde serada veya açık alanda yetiştirilen çilek, dökme olarak kasalara konulur, ancak yine aynı özenle küçükleri ve şekli bozuk olanları ayrılır. Bu ayrılanlar eve götürülür yenir veya reçellik olarak satılır. Ben çileklerin küçükleri çok lezzetli oluyor dediğimde şimdi ziraat mühendisi olan Yusuf “Babam da bu küçükleri yiyin onlar daha lezzetli olur derdi” deyince şöyle bir düşündüm… Yusuf devam etti: “Şimdi düşünüyorum da küçükler lezzetliyse niye onları satmıyoruz da biz yiyoruz?
Şöyle bir düşünmekten çıkınca; balıkçının balığın çıkıntılarını, gevrekçinin gevreğin yamuğunu, elmacının kurtlu elmanın sağlam yerlerini, çilekçinin çileklerin küçüklerini yediğini anımsadım. Elde edilebilecek kazanç o kadar önemli ki onlar için, o kadar olur!
Hemen her yerde bilinen Emiralem çileği iki dağ arasında Gediz’in alüvyonlu topraklarındaki mikroklima iklime sahip kuytu Emiralem ovasında kirazdan önce olgunlaşmaktadır. Kirazın pazara çıkması yaz meyvelerinin başlaması demek olduğundan çilek fiyatları düşer.
Gediz üzerinde, 1938 yılında yapımına başlanan ve 1944 yılında işletmeye açılan Emiralem regülatörü ve iki sulama kanalı halen önemli sulama kaynaklarındandır. Diğer sulama kaynakları ise Emiralem göleti ve artezyenlerdir. Gediz’in yıllardır özellikle sanayi atıkları ile kirletilmesi bölgedeki tüm çiftçiler ve çevre için ciddi tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Temmuz 2021’de, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve Ege Belediyeler Birliği Başkanı Tunç Soyer’in, İzmir Körfezi’ne akan Gediz Nehri’ndeki kirliliğin kaynağını tespit etmek için “Temiz Gediz, Temiz Körfez” yaklaşımıyla yapılan yerinde incelemeler sonrasında alınacak önlemlere ilişkin 12 maddelik deklarasyon ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin eylem planını açıklaması, çiftçiler ve çevreye duyarlı herkes için yeni bir umut oluşturmuştur.
Süreci uzun Emiralem çileğinin fotoğraflarla anlatmaya çalıştığım kısa öyküsü, halen Nisan-Haziran aylarında bahçelerde gün doğmadan başlarken, tantanlardan (hemzemin geçitteki çanlar) sonra, artık arada bir yolcu ve yük trenlerinin geçtiği Emiralem istasyonundaki eski kantarın önünden geçerek, Emiralem Halinde alıcıların heyecanlı bekleyişleri ile karşılanır. Bu yolculuk pazarlara, manavlara, oradan da sofralara doğru devam eder.
Temmuz-Şubat arasında ise o çilek tarlasındaki çilekler köklerini dinlendirirken yine aynı ocaklarda (arıklarda) parayı erken tanımış Emiralemli’nin yetiştirdiği biberlere, marullara bakıp bir sonraki yıla hazırlanırlar. Aynı toprakta yılda üç hasat doğanın bahşettiği güzelliğin ve Emiralemlinin iş bilirliğinin birleşmesi bu olsa gerek.
Öykümüzün sonunda sizlere bir güzellik yapalım dersek: Bu yıllarda her ne kadar çok farklı türler üretiliyor olsa da çileklerin en güzeli halk arasında türlü türlü telaffuz edilen asıl adı “Sweet Charlie” olup, bu lezzetli ve verimli tür 1994 yılında Florida Üniversitesinde geliştirilmiştir. Emiralem’de yeni türler geliştirme çalışmalarını hemen hiç destek almadan sürdürenlerin olması umuttur diyoruz.
Sofranızdan çilek gibi güzelliklerin eksik olmaması dileğiyle.
Mustafa Öz
Temmuz 2021, Emiralem